logo

let’s make something together

Give us a call or drop by anytime, we endeavour to answer all enquiries within 24 hours on business days.

Find us

PO Box 16122 Collins Street West
Victoria 8007 Australia

Email us

[email protected]
[email protected]

Phone support

Phone: + (066) 0760 0260
+ (057) 0760 0560

EYÜP’TE 25 YIL

İRFAN ÇALIŞAN

Eyüp ile benim yolumun kesişmesi 1983’te başlıyor. Necip Fazıl Üstadımızın Eyüp’e defni için gelmiştim. Cenazede çıkan olaylar sebebiyle emniyet bazı katılımcıları içeri almıştı. Önce 92 sonra 48 kişiye inen katılımcılar içerisinde ben de vardım. Üstadımızı çok sevdiği şeyhinin mescidi ve dergâhı (Kaşgari’nin) yanı başında “nur çanağı” dediği Eyüp sultana büyük doğucu dostlar ile defn etmek üzere geldiğim Eyüp’te içeri alınmıştım. Bu işin 1980 askeri darbe sonrası bana, aileme, çevreme etkisi çok yaralayıcı oldu. Bu ayrı bir yazı konusu. Ben şimdi 1983’te Eyüp’te ilginç bir şekilde başlayan Eyüp’e ait yolculuğumun 1994’te daha da garip bir şekilde nasıl devam ettiğini hikâye edeceğim. 

Dolayısıyla 25 yılı Eyüp üzerinden anlatabilmem için bir başlangıç noktası verebilmeliydim. O da başıma gelen hadise olsa gerek. 

Benim bir cenaze dolayısıyla geldiğim Eyüp’te iş hayatım, çocuklarımın doğumu, kızımı evlendirmem, ev sahibi olmam, torunumun olması, annemi babamı Eyüp’te kabre koymam Eyüp’e olan aidiyetimi pekiştirdi. O gün bu gündür buralardayım. 

Benim bir cenaze dolayısıyla geldiğim Eyüp’te iş hayatım, çocuklarımın doğumu, kızımı evlendirmem, ev sahibi olmam, torunumun olması, annemi babamı Eyüp’te kabre koymam Eyüp’e olan aidiyetimi pekiştirdi. O gün bu gündür buralardayım. 

Refah partili bir avuç belediyede, Eyüp de dahil kaht-ı rical dolayısıyla eleman ihtiyacı hasıl oldu. Devlette ve özel kurumlarda çalışan o güne göre nitelikli sayılabilecek az sayıda çalışan belediyelerde görev aldı. Ben de iş bu sebeple Eyüp Belediyesinde işe başladım. Yatay geçişle geçtim. Başkan Ahmet Genç’in onayı, başkan yardımcısı Merzifonlu hem şehrim ve İHL’den okul arkadaşım Osman Sak’ın tavassutu ile belediyede Kültür ve Turizm müdürü olarak göreve başladım. 

1994’ün şartlarında Kültür İşleri belediyelerde ilk sıralarda değildi. Hatta devletteki personel yapısı içerisinde norm kadro olarak Kültür Müdürlüğü diye bir ünvan bile yoktu. Biz de Kültür ve Turizm bakanlığından mülhem yeni müdürlüğe Kültür ve Turizm müdürlüğü adını koyduk. Ankara’ya yazdık reddedildi, biz de o unvanı sadece unvan kadroyu başka bir makam üzerinden değerlendirerekten çalışmaya devam ettik. Tanımlanmış bir görev karşılığı olmadığı için. Yer, yurt, ekip, kadro, bütçe vs. de yoktu. Cengiz Bektaş’ın Metin Sözen zamanında Eyüp’te çocuk yuvası olarak restore ettiği bina Başkan Genç’in talimatıyla kültür müdürlüğüne varildi. Yuva Alibeyköy’deki belediye binasına taşındı. Biz de Bektaş’ın onardığı binaya geçtik. Çalışmaya devam ettik. 

İki katlı ahşap bahçe içinde çok şirin bina idi, içi boş çalışanı yoktu. Binayı önce elden geçirdik. Tuna Mobilya mobilyasını, Persan Perde tüm perdelerini yaptı. Sağ olsun başkan olabildiğince cömert davrandı. Mobilyaları perdeleri 17 yıl kullandık. Çok iyi ve kaliteliydi. 

Bir hizmetli ile başlayan kadrolaşma devam etti. Üç beş derken yıllar içinde ekip güçlendi. Halen o günden kalan arkadaşlarımız çeşitli birimlerde çalışmaktalar. 

Binaya Eyüp Sultan Kültür evi dedik. 1994’te başladığımız kültüre ve sanatsal çalışmalar dolayısıyla bu mekân lokanta olaraktan kaderi değişti. Başkan İsmail Kavuncu zamanında. İstanbul’da önemli bir uğrak yeri ve adresi oldu. Bu kazanımlar hiçte azımsanacak şeyler değildi. Heba edilmesi ise tam manası ile art niyetlilikti ki, bunları fırsat buldukça yazmaya çalışacağım. 

Hedeflerimizi koyduk ve ilerledik. Kadro kurulacak Eyüp için yegâne adres olunacak arşiv kurulacak kütüphane oluşturulacak kültüre ve sanatsal etkinlik ve faaliyetler yapılacak devlet kurumlarıyla mili eğitim müdürlüğü müftülük gibi ilişkiler geliştirilecek STK’larla nitelikli iş birliği yapılacak…. İla nihaiye 

Bütün bunlar 25 yılda çoğunu gerçekleştirdik. Bu yol yürüyüşünde kültür evini kaybettik elimizden çıktı ama birçok yapıyı da kazandık. Kaybetmemizi ilerde anlatacağım kazandıklarımız caferpaşa medresesi, Ser Tarık Zade tekkesi, Afife hatun tekkesi, Eyüp kültür sanat merkezi, Göktürk kültür sanat merkezi, Hasan Nail Canat sanat akademisi, Güzel tepe kültür sanat merkezi, Müzisyenler kahvesi…. Bunlar 25 yılın önemli kazanımları, halen bu mekânlarda kültürel ve sanatsal faaliyetler ve eğitimler sürmekte. Yeni dönemde EYSAM ve ESTAM binası, karakol binası, Eyüp hamamı, Halit paşa konağı, kaptan paşa dükkanları bu türden hizmetle yürüttüğümüz yeni mekanlar. 

Bu arada kaybettiğimiz mekanlar Nezih Eldem şehir müzesi binası, Kara süleymen tekkesi, Zal paşa külliyesi, Mihrişah sıbyan mektebi, İsmihal çocuk kütüphanesi, Hasan Hüsnü paşa kütüphanesi, Hüsrev paşa kütüphanesi, kültür vadisi içinde yer alan eski belediye binaları olmak üzere. 

Hedeflediklerimiz arasında Amca zade arazisi, Balçık tekkesi, Akar çeşme Hedeflediklerimiz arasında Amca zade arazisi, Balçık tekkesi, Akar çeşme hamamı, Feshane müzesi, Zalpaşa müzesi, Rami kışlası, kütüphane ve müzesi. Bunlarla ilgili güzel haberleri paylaşmayı ummaktayız. 

Önce kütüphane, sonra İBB kütüphanesi olarak kitap üzerine çalışmalarımız devam etti. Eyüp sultan kültür evinde bizim ve İBB’nin kütüphanesi beraberce hizmet verdi. RT Erdoğan başkanlığı Şenol Demizöz’ün kültür daire başkanlığında iki yıl kadar bizim binada sonra da şimdiki yeri olan iki ahşap binanın restore edilip birleştirilip kütüphane olarak hizmet verdiği binada çalışmalarını sürdürdü halen aynı mekânda devam ediyor. Binanın idari sorumlusu Şule Yükselşenler’in abisi rahmetli Özer Şenler idi. 

Müzayedelerden sahaflardan kitapçılardan satın alma bağış hibe ile oluşturulan kütüphane çok değerliydi. Bir ara 12 bin cilt kitap kapasitesine ulaşmıştı. 25 yıl içindeki mecburi sürgünler sebebiyle ve başkaca sebeplerle sayımız şimdi EYSAM’daki 5 bine kadar düştü. Kâmil Eşfak Berki, Halil Bingöl, Ali Haydar Haksal’ı hayırla yad etmeliyim. Çok destek verdiler. Sahaf olarak. 

Ayrıca Başkan Ahmet beyin onayı ile merhum Eyüp sultan tarihi ve meşhurların yazarı Mehmet Nermi Haskanın şahsi kütüphanesini satın aldık, arşivini de tabi. Ailesinin rızası ile. Kütüphanemiz ikiye çıktı, bizimki ve merhum Haskanın ki. Sonra birleştirdik. Ama maalesef müdürlüğüm benim işlerim ve kütüphanenin başına gelenler sebebiyle bu iki kütüphanenin mirası bugüne tam ulaşamadı. Bunları ayrıca yazacağım. 

Ayrıca Başkan Ahmet beyin onayı ile merhum Eyüp sultan tarihi ve meşhurların yazarı Mehmet Nermi Haskanın şahsi kütüphanesini satın aldık, arşivini de tabi. Ailesinin rızası ile. Kütüphanemiz ikiye çıktı, bizimki ve merhum Haskanın ki. Sonra birleştirdik. Ama maalesef müdürlüğüm benim işlerim ve kütüphanenin başına gelenler sebebiyle bu iki kütüphanenin mirası bugüne tam ulaşamadı. Bunları ayrıca yazacağım. 

Mehterde nota dersleri verdik, mehter objelerini kendimiz imal ettik. Kostümleri Sabancı olgunlaşma enstitüsü ile ürettik. Repertuarı orijinale yakın hale getirdik. Eyüp’te başlayan konserlerimiz bütün İstanbul’a hatta ülkemize ve hatta yurt dışına uzandı. Ünümüz arttıkça arttı. Televizyonlara çıktık. Hasan Cihat Örter, Hülya Avşar, Erkan Yolaç gibi. Gazete ve dergilere röportajlar verdik. Radyolarda konuştuk. 

Çok iyi başlayan kullanılan enstrümanlar, kostüm, repertuar özeni ile mehter bu nitelik Başkan Kavuncu bey zamanında tavsatıldı. Üretim hizmet alımına dönüştü, Remzi bey döneminde daha da vasatlaştı, sıradanlaştı, asli özelliğini yitirdi. Bunlarla ilgili ayrıca yazacağım. 

Eyüp oyuncakçılığı üzerine çok uğraştık. İyi şeyler de oldu. 2006’da Toplumsal Tarih Vakfının AB fonu ile gerçekleştirdiği Eyüp oyuncakçılığı projesine sonradan belediye olarak biz de dahil olduk. Zal Paşa külliyesi içerisinde dört odayı tahsis ettik. Proje bir yıl sürdü. Bitince vakıf projeyi bize devretti. 67 kadın ile başlayan çalışma. 17’ye kadar düştü. Çalışan kadınlar kooperatifleşti. Akademisyen Tosun Yalçın Kaya danışmanlık yaptı. Kursun eğitimcilerini yetiştirdik. Ahmet Genç ile başlayan çalışma Kavuncu bey ile devam etti. Kavuncu beyin talebi üzerine atölyeyi Cafer Paşa medresesine aldık. Atölye Başkan Kavuncunun dikkatsiz ve özensiz yaklaşımlarıyla kapatıldı. Bizim bu konudaki müdahalelerimiz yetersiz kaldı. Çalışan kadınlar kooperatifleştiği için kendi sivil mekân ve ortamlarına geçti. Remzi bey döneminde bu konuyla alakalı ciddi bir çalışma yapılamadı. Halen Eyüp’te kadınların sürdürdüğü Eyüp oyuncakcılığı ve İslambeyde kurulan tarihi Eyüp oyuncakcılığı bizlerin 2006’da attığı temeller üzerine yükselen yapılar oldu. Halen eysam bünyesinde Eyüp oyuncakçılığıyla ilgili akademik çalışmalarımız devam etmekte. 

1997’de ilkini yaptığımız tarihi kültürü ve sanatıyla Eyüp sultan sempozyumu 2009’da onuncusu ile nihayetlendi. Kavuncu bey döneminde 11. sini yaptık, Remzi Bey zamanında 12. ve 13. yapıldı. Türünün ilkleri en nitelikli ve kalıcısı olarak sempozyumların toplamında 7000 sayfalık, 13 ciltlik, 5000 adet görseliyle, 600 kişilik muhteşem kadrosuyla Eyüp’e ilişkin ciddi bir müktesebat oluştu. Ülkemiz kültür sanat ve bilim dünyası için son derece öneme haiz olan bu çalışma hala rüçhaniyet ve fevkaniyetini alanında muhafaza ediyor. 

İrili ufaklı 90’ı bulan yayınlarımızı 1995’te başlayan süreç ve ivmesini hesaba katarak halen sürdürebilmek önemli. Belediyemizin bu türden yayıncılığa başladığı günden bugüne kadar belki birkaç belediye istisna bu kaliteye ve niteliğe ulaşamadı. TYB’nin kamu yayıncılığı ödülünü Eyüp belediyesinin 2006’da alması bunun kanıtı. 25’yılda yapılan çok güzel yayınlar elbette var. Ama bu bağlamda trendi düzgün ilerlettiğimiz söylenemez. M.N. Hakan’ın Eyüp kitapları, 13 cilt sempozyum, şehir rehberleri, Eyüp şiirleri, haliç kitabı, meşhur Eyüp Sultan, Alibeyköy tarihi, Eyüp sosyal dönüşüm, Eyüp bibliyografyası vs. bunlar çok güzel ama yeterli değil elbette. Daha çok yayın hazırlıkları tezgâhta gününü bekliyor. 

İrili ufaklı 90’ı bulan yayınlarımızı 1995’te başlayan süreç ve ivmesini hesaba katarak halen sürdürebilmek önemli. Belediyemizin bu türden yayıncılığa başladığı günden bugüne kadar belki birkaç belediye istisna bu kaliteye ve niteliğe ulaşamadı. TYB’nin kamu yayıncılığı ödülünü Eyüp belediyesinin 2006’da alması bunun kanıtı. 25’yılda yapılan çok güzel yayınlar elbette var. Ama bu bağlamda trendi düzgün ilerlettiğimiz söylenemez. M.N. Hakan’ın Eyüp kitapları, 13 cilt sempozyum, şehir rehberleri, Eyüp şiirleri, haliç kitabı, meşhur Eyüp Sultan, Alibeyköy tarihi, Eyüp sosyal dönüşüm, Eyüp bibliyografyası vs. bunlar çok güzel ama yeterli değil elbette. Daha çok yayın hazırlıkları tezgâhta gününü bekliyor. 

1995’te başlattığımız ilk ramazan etkinlikleri 25 yıldır sürüyor 15 yıl Ahmet genç 5 yıl İsmail Kavuncu 5 yıl remzi aydın zamanında yürütüldü. Çadırlarda başlayan etkinlikler bugün sakin ve dingin hüviyetine büründü. Çadır, sokak, mahalle, protokol, ülke, medeniyet coğrafyası iftarları. Çadır, meydan, kapalı mekân sohbetleri; kitap fuarları, sahaf festivalleri, Osmanlı Türk evleri ve çarşısı çocuk kadın ve engelli yaşlı gençlerle yapılan etkinlikler, haliç kenarında yapılan hemşehri buluşmaları. 25 yılda çok şeyler yapıldı eksiklerimiz oldu iyi şeyler de vücuda getirildi. Bunları yıl yıl ayrıca anlatacağım. 

2005’te vefat eden Prof. Dr. Nezih Eldem’in adının verildiği Nezih Eldem şehir müzesi çalışmaları 2006’da başladı, 2009’da nihayetlendi. Başkan Geniç’in girişimleriyle önce bakan Atilla Koç’la başlatılan süreç bakan Ertuğrul Günayın özel müze izniyle taçlandı. Müzeci albay Sadık Tekeli ilk kurucu müze müdürü oldu. Bugün bir STK’ya verilen ve müze olarak restore edilen ve kuruldan onay alan bu yapıda iki buçuk yıl çalıştık uğraştık. İlber Ortaylı danışman, Topkapı Müzesi resmi paydaşımız oldu. 2010’da Başkan İsmail Kavuncu’nun sebebini bilemediğimiz bir saik ile müzeyi kapattırdı. Açılış onayını Ankara’dan iptal ettirdi. Kurucu müdür sadık Tekeli’yi işten çıkardı. Ve yıllarca süren müze çalışmamız böylece akamete uğradı. 

Müze çalışmalarımız Remzi Bey döneminde de sürdü. 5 yıllık serencam içinde hayata geçmiş bir müze realitesi olmasa bile kent müzesi, Zal Paşa Külliyesi, Feshane, Rami Kışlası, bu anlamda son 5 yıldır uğraştığımız müze çalışmalarıydı. Muhtemelen 2019 sonrasında müze girişimlerimiz daha somut hale gelecektir. 

Son dönemlerde yaptığımız logo, kurumsal kimlik, Eyüp’e özgü hediyelik eşya çalışmalarımız kayda değer. Bunlara ayrıca bir sayfa açacağız. 

EYSAM’ı anlattık belki biraz da ESTAM’ı anlatmamız gerekir. Eyüp Sultan Tarihi Merkez çalışması çok önemli 4 yıldır süren ve devam edecek bu nitelikli çalışmaya ayrıca değineceğim. Tarihi merkezi ihya inşa ve ibdası projesi olan bu çalışma türünün yegâne ve kapsamlı bir örneği olarak belediyecilikte literatüre girmiş bir örnek olarak mevcudiyetini muhafaza ediyor. 

Nihayetinde 25 yılda bugüne ilk ve özgün etkinlikler olarak kayda geçen kültür sanat etkinlikleri ve eğitimleri zikredilmeye değer. Söyleşiler, paneller, açık oturumlar, sempozyumlar, yarışmalar, konserler, sergile, anmalar, her biri türende öncülük vasfı olan çalışmalar. Hem belediyelere hem resmi ve özel kuruluşlara STK’lara rehberlik eden faaliyetler. Bugün artık profesyonel bağlamda anahtar teslimi iş haline getirilen bu çalışmalar 1994 ve sonrasında bilek gücü akıl tecrübe ve kalp sızısı ile gerçekleşiyordu. 

Birçoğunu sadece başlı ile yazdığım 25 yılın önemli işleri elbette sadece bunlar değil. Daha çok şey var anlatılacak dile getirilecek ve tartışmaya açılacak konular. Nasipse başka sefere. 

Ama şu aşikâr ki 25 yılda Eyüp’te çok şeyler oldu. Bunlar için imkân güç kudret dost ve çevre muhit veren Mevla’ya Hamdolsun hedeflediklerimizin çoğunu gerçekleştirdik. Kalanlar için yol haritası oluşturduk. Bundan sonrası gençlerde ve emin ellerde. 

Eyüp için her şeye değer. 

Vesselam.