logo

let’s make something together

Give us a call or drop by anytime, we endeavour to answer all enquiries within 24 hours on business days.

Find us

PO Box 16122 Collins Street West
Victoria 8007 Australia

Email us

[email protected]
[email protected]

Phone support

Phone: + (066) 0760 0260
+ (057) 0760 0560

KORUMA PLANI BULUNAN KENTSEL SİT DOKULARINDAKİ FİZİKÎ MEKÂN DEĞİŞİMİ-EYÜP ÖRNEĞİ

BAHRİ MURAT SEVİNDİK

Tez başlığından hareketle öncelikle başlık kavramlarının günümüz mevzuatındaki tanımlarına bakılması mümkün olup, “Koruma Planı” “Koruma Amaçlı İmar Planı” anlamında kullanılmış olup, ilgili olduğu “Kentsel Sit” ile ilgili yönetmelikte özetle;

“Koruma amaçlı imar planı: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu (2863 sayılı kanun) uyarınca belirlenen sit alanlarında, …, kültür ve tabiat varlıklarının ….korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimari, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; …, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, …, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, …., açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, altyapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile planlama kararları tutumları, plan notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar planlarının gerektirdiği ölçekteki planları,”

“Kentsel sit: Mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları ve bir bütün olarak o yerleşmenin ait oldukları dönemin yaşam biçimini gelecek nesillere aktarmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan, kültürel ve tabii çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar, sokak ve meydanlar ve benzeri) birlikte bulundukları alanları,” olarak tanımlanmaktadır.

“Fizikî Mekân” ise ; yapılaşmış çevre, müdahale edilmiş, insan eli değmiş çevre bir başka değişle “yapay çevre” olarak ifade edilebilir ki, tez kapsamında yerleşme alanı, dokusu olarak ele alınmaktadır.

Tez İçeriği

Tezin ;
İlk Bölüm’ünde; amaç, kapsam, literatür ve yöntem,
2. Bölüm’ünde; geleneksel yerleşme, koruma, kentsel sit ve planlama kavramları,
3. Bölüm’ünde; Eyüp kentsel sit alanı tarihi mekân gelişimi ve değerleri,
4. Bölüm’ünde; mevcut koruma planları ve uygulama plan notları ile koruma yaklaşımları,
5. Bölüm’ünde; geleneksel doku, yeni yapılaşmalar ile günümüz durumu,
6. Bölüm’ünde; üç dokunun, ‘yapılaşma’, ‘yol’ , ‘yeşil alan’ karşılaştırmaları yapılırken, karşılaştırmalarda eski – yeni harita, fotoğraf, gravür gibi veriler, alan ölçeğinde karşılaştırma için belirlenen üç doku için harita altlıkları olarak;
– İst.Keşfiyat ve İnş.A.Ş. Haritası (1920-1923)
– Koruma Uygulama İmar Planları
– Günümüz Halihazır Haritası belirlenmiştir.
7. Bölüm’ünde ise; genel değerlendirme, sonuç ve öneriler sunulmaktadır. Bu makale kapsamında, söz konusu Tez, belirtilen bölümler halinde değil, özetlenerek sunulacaktır.

Amaç

Tez ile, yasal olarak kentsel sit alanı olan ve koruma amaçlı imar planı bulunan yerleşmelerdeki fiziki mekân değişiminin;
– “geleneksel doku”,
– “plan dokusu” ve
– “mevcut doku” ya ait
*yapılaşma,
yol (ulaşım) ve
*yeşil alan öğelerinin aralarında yapılacak karşılaştırmalı analizle incelenmesi ve elde edilecek sonuçların değerlendirilmesi ile kentsel sit alanlarının daha olumlu yönde korunabilecekleri kabul edilmekte olup, “Eyüp Kentsel Sit Alanı” örneği ile yaklaşım açıklanmaya çalışılmaktadır.

Literatür

Tez kapsamında; geleneksel yerleşmeler(dokular) hakkında; Kemal Ahmet Aru’nun “Türk Kenti”, Maurice Cerasi’nin “Osmanlı Kenti”; Eyüp kentsel sit alanı hakkında; Fahrünnisa Ensari Kara’nın Eyüp’le ilgili doktora tezi ile Eyüpsultan Belediye Başkanlığınca düzenlenen Eyüp Sempozyumları kapsamında hazırlanan sempozyum bildiri kitapları ve özellikle de “20.12.2010 onaylı Eyüp Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı”na ilişkin çalışmalara katılınmış bulunulduğundan, edinilen mesleki tecrübe ve alana ilişkin hazırlanan özgün çalışmalardan da yararlanılmıştır.

Yöntem

Tez kapsamında takip edilen yöntem şekil 1’de sunulmaktadır. 

Şekil 1.Yöntem Şeması

Geleneksel Dokular

Tez kapsamında; sık kullanılan “geleneksel” ifadesi ile; “…çok katkılı, mimarı belli olmayan,…, biri diğerinin etkileyicisi ve köklendiricisi olan..” (Şen, 1968; Eyüce, 2005) kastedilmekte ve Osmanlı dönemi fiziki yapılaşma kültürü ürünleri nitelenmektedir.

Şekil 2. Karabük – Safranbolu1

                                       

                                           Şekil 3. Sakarya -Taraklı Şekil                 4. Bursa – Cumalıkızık2

Osmanlı toplumunda, İslam kültürünün de etkisi ile şehir; mesciti, çarşısı olan ve cuma namazı kılınabilen toplu yerleşim yeri olup, ilk İslam düşünür ve yazarlarından Farabî ve İbni Haldun’un şehir hayatına ait eserleri bu konuda önemli veriler sünmektedir. Farabî, “el-Medinetü’l Fazıla” adlı eserinde,

1 http://www.soruyor.net/safranbolu.html
    2 http://www.lifeinbursa.com

medenî ve medeniyet kavramları ile siyaset, yönetim, hukuk, toplumsal yaşam ve insanlar arası hiyerarşiyi ele almakta ve “Her ferd tabiatındaki mükemmelleşme ihtiyacını, ancak muhtelif insanların yardımlaşma maksadıyla bir araya gelmeleriyle elde edebilir. İnsanların bir araya gelmeleriyle oluşturulan küçük kâmil topluluklar, ‘şehir halkı’ olarak tanımlanır. Hayrın efdali ve kemâlin âlâsı, şehirden ufak olan topluluk merkezlerinde değil, şehirlerin sınırları içinde elde edilir” demektedir (Danışman,1959)

İbni Haldun, medeniyet kavramını, şehir halkı hakkında kullanarak bir arada yaşayan ve göçebelik sonrası yerleşik hayata geçen insan topluluklarının kendi aralarında geliştirdikleri iktisadî, siyasî, hukukî, ahlakî ve maddî organizasyonları medeniyet olarak ele almakta ve “…yerleşik hayat, bolluk ve refahı çeşitlendirir ve çoğaltır. Bolluk içinde yaşamak için gereken şeyleri, istihsal vasıtası olan sanat ve hünerleri vücuda getirmeye ve kuvvetlendirmeye yol açar” (Ugan, 1986) demektedir. Yine, “Mukaddime” adlı eserinde, şehirlerin kurulmalarından önce gereken şartları belirtmektedir ki, Eyüp’ün de yeni kurulan bir yerleşme olarak bu şartları taşıdığı görüldüğünden burada belirtilmesi uygun bulunmuştur. Bazı şartlar şunlardır:

– Şehir, baskınlardan korunmalı.
– Havanın durumu ile hastalıklar arası bağ bulunduğundan, hava durumunu bozacak koku, duman, aşırı rüzgar vb. olumsuzluklar olmamalı.
– Kolay elde edilebilir yeterli bol su kaynaklarına yakınlık.
– Otçul hayvanlar için gerekli mera alanları hayvancılık yapanlar ve normal ailelerin büyük ve küçük baş hayvanları için aradıkları ihtiyaçlardan
olup, iyi özellikli meralara yakın olunmalı.
– Tarım alanlarının olması. Ürünlerin yetiştirilmesi gerekli.
– Orman kışın ısınmak ve barınacak ev yapmak için ihtiyaç. Yeterli büyüklükte bu tür alanlar olmalı.
– Su ulaşımı, kıyı şehirleri için hem insan, hem mal taşımacılığı için yine
önemli.
Bu şartlara dikkat edilmemesi şehirlerin nüfus kaybetmelerine ve terk edilmelerine sebep olabilmektedir (Uludağ, 2005).

Osmanlı şehrinin, Anadolu, Trakya ve Balkanlarda görülen fizikî mekân özellikleri arasında; kırma çatılı ahşap ev, kubbe ve minareli cami, organik yol düzeni, çarşı, doğa ile şehrin bütünlüğü ve doğaya doğru yayılım görülür (Cerasi, 2001). Genel olarak, Osmanlı şehir biçiminde; açık alanlar ile şehir arasında belirli sınırların bulunmadığı; tek bir merkez yerine çok sayıdaki merkezin oluştuğu ve genellikle ticaret merkezleri ve külliyelerin bulunduğu dinî merkezin ayrı olduğu; Bostanlar, bahçeler, mezarlıklar, hazireler gibi açık alanların tek açık mekânlar olduğu tespit edilmektedir (Cerasi, 2001).

Geleneksel dokularda gözlenen fizikî mekân özellikleri özet olarak şunlardır:
-Tek veya birkaçı birlikte bulunan cami, hamam, medrese, mektep, imaret, çeşme vb. yapılardan oluşan külliye çevresinde kümelenerek oluşan mahalle(ler).
-Yaya erişilebilen alan büyüklüğü.
-Sağlık, Eğitim, İbadet vb. ihtiyaçların vakıflar aracılığı ile ücretsiz karşılanması.
-Tekrarlanmayan, tek düzelikten uzak yapı alan ve mekânlar
-İnsanî boyutta ve taşıdığı özelliğe göre yapı -mekân (kat adetleri, bina formları…)
-Yakın boyutlara sahip öğelerin (yükseklikler, kapı, pencere, çıkma…) kullanım düzenindeki çeşitlilik.
-Yöreye uygun malzeme kullanımı (sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm …)
-Doğaya saygı (Doğa ile iç içelik, topografyaya en az müdahale…)
-Kullanılan malzemelerin yakın bölgelerden temini ile yeniden kullanımı ve kolay inşa yöntemlerinin kullanımı (özellikle ahşap…)
-Açık mekânların (meydan, çeşme, eğitim, ibadet, sosyal kültürel yapılarında avlular bahçeler vb.) bulunması.
-Mahremiyetin önemi (önce yapılana saygı ve karşılıklı rızanın aranması…)
-Ulaşımın, dönemine uygun olarak, atlı ve yaya ağırlıklı ulaşıma uygun yollarla sağlanması ve buna uygun olarak da yollarda değişen genişliklerle ortaya çıkan görünüm çeşitliliği ve zenginliği.
-İklim (rüzgar, sıcaklık, yağış ..), yönlenme, manzara, bitki örtüsü gibi doğal değerlerin yapılaşmalarda mutlaka dikkate alınması

TEZ KAPSAMINDA KARŞILAŞTIRMALARDA
“GELENEKSEL DOKU”

Hicretten sonra Medine’de Hz. Peygamberi (sav) evinde misafir eden (mihmandarlık yapan) Hz. Halid Bin Zeyd Ebû Eyyûb el Ensarî’nin (Ensarlı Eyyüp’ün Babası, Zeyd’in Oğlu, Halid) kabrinin Eyüpsultan’da bulunması ile burada inşa edilen “Türbe” ve “İlk Selatin Camii” ve “Külliyesi”nin, ardından ilk mescitlerin yine burada gaziler tarafından kurulmaları, Bursa’dan göç ile getirilen nüfusun iskânı ile alanın “şenlendirilmesi” ile Eyüpsultan’ın İstanbul’un ilk Sultan Külliyeli surdışı Türk-İslam-Osmanlı yeni yerleşmesi olarak ortaya çıkışı ve sonrasında ise Eyüp Sultan’ın II.Mehmet (Fatih) döneminde kadılık (Haslar Kadılığı) oluşu ile önemli bir İstanbul yerleşme alanı olarak günümüze kadar aradan geçen zaman içinde Osmanlı dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında geleneksel yapılaşma kültürü öğe ve özelliklerini taşıyan doku olarak belirginleşmiştir. Dokunun koruma için öncelikle öğe ve özelliklerinin bilinmesi, alana özgü tescilli olsun olmasın geleneksel yapılar tespit edilmesi, yapıların genel özelliklerinin saptanarak yeni yapılaşmalarda kullanılması muhtemel malzeme, form, oran, kullanım vb. veriler hakkında bilgi elde edilmesi ve tüm bu çalışmaların plan, proje ve tasarım kararlarına yansıtılmak suretiyle özellikle uygulamalarda hassasiyet gösterilerek denetlenmesi gerekmektedir.

Şekil 5: 15.01.1977 onaylı ilk kentsel sit alanı sınırı ve toplu eser tescili alanı
(mavi renkli) 13.09.1979 onaylı 1/500 ölçekli ilk koruma planı alanı (kırmızı renkli)

Şekil 6: Eyüp Kentsel Sit Alanı (yanda)

                                                           

                                             Şekil 7. 1453-1500 yılları arası       Şekil 8. 1500-1600 yılları arası

                                                               

                                               Şekil 9. 1600-1800 yılları arası       Şekil 10. 1800-1900 yılları arası

Şekil 11. 1950-1983 yılları arası (Kara, 1994)

Şekil 5.’te mavi renkli sınır ile gösterilen alanda, 15.01.1977 tarih ve 9591 sayılı kurul kararı ile ilk kentsel sit alanı belirlenmiş ve toplu tescil işlemi yapılarak tescillenen yapılar ada/parsel numaraları varsa adları ile belirtilmiştir. Daha sonra ise Şekil 5’te kırmızı renkli sınır ile gösterilen 13.09.1979 onaylı 1/500 ölçekli ilk koruma planı hazırlanmıştır. Şekil 6’da ise hava fotoğrafı üzerinde 16.11.1989 ye tarih ve 1509 sayılı kurul kararı ile belirlenen kentsel sit alanı görülmektedir (Rami Kışla alanı hariç).

Eyüp Sultan, Fetih’ten sonra Surdışı ilk Osmanlı-Türk kasabası olarak Türk Şehirciliğinin orijinal ve tipik bir örneği olarak kabul edilmekte olup, Fetih sonrasında kurulan mescid/ mahallelerden; Kasım Çavuş , Evlice Baba , Sofular , Fethi Çelebi , Eyüp Sultan, ve Bey Camii/Mescitleri restore edilmek veya yeniden inşa edilmek suretiyle, mevcut durumda olup, Mehmet Bey ve Otakçıbaşı mescitleri ise kayıp durumdadır. Tarihi süreçte dönemlere göre mekan gelişimi cami merkezliğindeki mahallelerin 185 m. çaplı daireler halinde

Türkmenoğlu, Şener, 2005, 2007, İBB Arşivi

sembolik alanlarının belirtilmesi suretiyle Şekil 7,8,9 ve 10’da sunulmuştur.

Tarihi süreçte Eyüpsultan, 1950 sonrasının sanayileşme ve göç olgularını yaşamış ve özellikle Haliç’in kıyıları sanayi alanları, sırtları ise gecekondular ile dolarken, doğal çevre doğal görünümünü kaybetmeye başlamıştır.

Geleneksel dokunun anlaşılabilmesi bakımından dönem fotoğraflarının önemli bir rolü bulunmaktadır. Dönem fotoğrafları ile yapı, bina, mekân, alan vb. öğelere ilişkin durum bilgilerine ulaşmak, günümüze ulaşan ve ulaşmayanları tespit etmek, ulaşanların farklı dönem fotoğrafları bulunabilir ise değişimi tanımlamak ve değerlendirmelerde bulunmak mümkün olmaktadır.

Eyüp Sultan yerleşmesinin (geleneksel dokusunun) başlıca özellikleri Prof. Dr. Halil İnalcık tarafından şöyle sıralanmaktadır3 :

1-Baş Ziyaretgâh: Dini-manevi önemli bir ziyaret yeridir.
2-Toplantı Yeri: Eyüp Sultan, tekkeleriyle de ünlüdür.

Şekil 11: 20.12.2010 onaylı 1/5000 ölçekli imar planı çalışmaları kapsamındaki envanter çalışması ile tespiti yapılan, kayıplar da dahil, tekkeler ve ada/parsel no.ları.

     3 Prof. Dr. Halil İnalcık, Eyüp Sultan Tarihi Ön Araştırma Projesi, 18.yüzyıl Kadı sicilleri Işığında
Eyüp’te Sosyal Yaşam, Tarih Vakfı, 1998, İst.

3-Mesire ve Eğlence Yeri: Ziyaretçinin konaklaması, yiyip içmesi ve zaman geçirdikleri bir yer olan Eyüp Sultan’da çarşıların, kahvehanelerin, yiyecek içecek dükkânlarının artması söz konusu olmuş, kasaba, dinî eşya satıcılarının yanında yoğurtçuları, kaymakçıları, kebapçıları, oyuncakçıları ile de meşhur olmuştur.

4-Siyasî Fonksiyonu: II.Mehmet sonrası her Osmanlı Sultanı’na Eyüp Sultan Türbesi’nde, kılıç kuşatılır, “Taklid-i Seyf” denilen merasim, tahta oturma biat merasimi kadar önemli görülmüştür. Yeni Sultan denizyoluyla Eyüp’e gelir, merasimle kılıç kuşandıktan sonra, Edirnekapı’dan Divanyolu ile halkın alkışları arasında Saray’a dönerdi.

Şekil 12: 20.12.2010 onaylı 1/5000 ölçekli imar planı çalışmaları
kapsamındaki envanter çalışması ile tespiti yapılan, kayıp ve mevcut eserlerin tür ve adetleri

Şekil 13: İstanbul Keşfiyat ve İnşaat A.Ş. Haritası (1920-1923)

5-Bir Sanat Müzesi: Osmanlı-Türk mimarisi, çinicilik ve yazı sanatları bakımından eşsizdir. Sultanlar ve Devlet Adamları, en değerli eserleri Türbe’ye armağan ederlerdi. Eşsiz hüsnühatlarla bezenmiş asırlık mezar taşları burada bulunmaktadır. Tekkelerin, Türk tasavvuf, edebiyat ve sanat tarihindeki seçkin bir yeri bulunmakta olup, Eyüp Sultan bütün bu yönleriyle ihyası gerekli tarihî bir fikir ve sanat merkezi durumundadır (olmalıdır).

6-Türbeler Şehri: Eyüp Sultan Türbesi’nin kendisi, 16. yüzyıl eşsiz çinileri, kitabeleri, renkli-süslü örtüsü ile belli başlı bir abidedir. Osmanlı büyüklerine ait bir dizi türbe, Eyüp Sultan Türbesi etrafında yer almakta olup, türbelerin ve mezarların en ünlüleri; Sultan Reşat, Sokollu Mehmet Paşa, Şeyhülislam Ebussuud Efendi, Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa’ya aittir.

Türbeler, mimarileri, dekorasyon ve hüsnühat kitabeleriyle eşsiz sanat eserleridir.

Geleneksel doku haritası olarak İstanbul Keşfiyat ve İnşaat A.Ş. Haritası (1920-1923) kullanılmıştır.

TEZ KAPSAMINDA KARŞILAŞTIRMALARDA
“UYGULAMA İMAR PLANI DOKUSU”

Plan dokusu olarak meri durumda (tez hazırlığı sürecinde meri) bulunan 4 uygulama imar planı dikkate alınmış olup, bu planlar; 25.03.1994 onaylı 1/1000 ölçekli Koruma Planı , 20.06.1997 onaylı 1/500 ölçekli Koruma Planı (plan alanının bir kısmında 1/200 ölçekli plan ve detay projeleri de bulunmaktadır), 13.09.1979 onaylı 1/500 ölçekli Koruma Planı ve 24.04.1986 onaylı 1/5000-1/1000 ölçekli Haliç Düzenleme Planı’dır (Şekil 14,15,16,17,18,19,20). (Kentsel sit alanının bir kısmında 21.07.2014 onaylı 1/1000 ölçekli Eyüp 1.Etap Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı meriyet kazanmıştır.)

Şekil 14: Kentsel Sit alanı kapsamındaki meritası (1920-1923)

      

                         

          Şekil 15: 24.04.1986 onaylı 1/5000 ölçekli

                                        

 Şekil 16: 13.09.1979 onaylı plandan görünüm        Şekil 17: 25.03.1994 onaylı plandan görünüm.

Şekil 18: 20.06.1997 onaylı 1/200 ölçekli planının yapıldığı alanlar.

                     

                 

Şekil 19: 20.06.1997 onaylı 1/200 ölçekli plandan görünüm.


Şekil 20: 20.06.1997 onaylı plan kapsamındaki konut tipolojileri ve
sokak siluetlerinden örnekler