Nezih Eldem’in Anıtkabir Çalışmaları
Atatürk için yapılmasına karar verilen anıt mezar için, 1941 yılında açılan ve 1942 yılında sonuçlanan, uluslararası mimarlık projesi yarışmasında, 49 proje içerisinden seçilerek yapılmasına karar verilen proje, Prof.Emin Onat-Doç.Orhan Arda projesidir (Sayar, 1943, 1-5).
Henüz Akademi’de öğrenciyken, yarışmaya katılan Rüknettin Güney’e çizdiği perspektiflerle, Anıtkabir ile ilk ilişkileri başlayan Nezih Eldem’in, bu ilişkisi ilerleyen yıllarda artarak devam etmiştir. Nezih Eldem, Yüksek Mühendis Okulu Mimarlık Bölümü’nde asistanlık yaptığı dönemde, İsmail Utkular, Doğan Erginbaş gibi diğer asistanlarla beraber, Anıtkabir tatbikat projeleri bürosunda, zaman içerisinde çeşitli değişiklikler yapılarak hazırlanan projenin üzerinde çalışmıştır (Eldem, 1997, 146).
1944-1953 yılları arasında, dokuz yıl gibi uzun bir süre boyunca devam eden yapım aşaması nedeniyle, merak edilen Anıtkabir projesinin tüm ülkeye tanıtılması için, gezici bir sergi düzenlenmesine karar verilmiştir. Nezih Eldem bu sergi için hazırlanan, projenin o gün ulaştığı durumunu anlatan büyük paftalarını, suluboyapastel karışımı bir teknikle renklendirmiş ve çok büyük boyutlarda perspektiflerini yapmıştır (Eldem, 1997, 147).
Zaman içinde, Bonatz’ın danışmanlığında, değişen ve gelişen Emin Onat – Orhan Arda projesinin, tören alanına giden, kabir binasının aksıyla dik kesişen aksta konumlanmış bulunan, uzun yürüme yolunun bugünkü şekli Nezih Eldem’in 11 tasarımıdır. Öncelikle “Ağaçlı Yol” olarak tasarlanan bu yolun, dilatasyon gereksinimleri nedeniyle parçalara bölünmesi gerekmiştir. Bu yapım gerekliliğini, aslan heykelleri ile gizleyerek, yolun “Aslanlı Yol” haline gelmesini öneren Nezih Eldem’in fikri benimsenip, gerçekleştirilmiştir. 1951 yılında Emin Onat’ın teklifiyle, Nezih Eldem Anıtkabir’in mozaikleri ve bronz işleri üzerinde çalışmıştır. Öncelikle yapılacak mozaik motifleri için, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan 15-16.yy halı ve kilim motifleri üzerinde araştırmalar yapan Nezih Eldem, Şeref Holü tavanında orta kirişlerdekiler dışındaki motif tasarımı çalışmalarını, tek tek elde çizerek boyamış ve bu tasarımlar kabul edildikten sonra, bunların uygulanması için İtalya’ya gitmiştir.
Anıtkabir için tasarlanan heykelleri yapan İtalyan M.A.R.M.I. firması, mozaik ve bronz işlerini de üstlenmiştir. İtalya’da bulunan Nezih Eldem, bu firmanın çalıştığı mozaik atölyelerinde, mozaiğin nasıl yapıldığını ve kullanıldığını öğrenmiştir. Nezih Eldem, tasarladığı motiflerin parçaları olan 1x1cm. ve 1x2cm. boyutundaki mozaikleri, kâğıt üzerine tek tek çizerek, bir nevi kalıp çıkardıktan sonra, renkleri ve tonları seçilerek üretilmiş olan mozaikler, çizimin üzerine ters olarak yapıştırılarak, uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Bu şekilde hazırlanan mozaik panolar, sandıklanıp Ankara’ya gönderilip monte edilmiştir. (Eldem, 1997, 147-148).
Anıtkabir’de Şeref Holü’ne giriş bölümünün tavanında, Şeref Holü tavanında ve yan galerileri örten çapraz tonozların yüzeyinde, mezar odasında ve kulelerdeki pencerelerin üst kısımlarındaki kemer alınlıklarında ve Mehmetçik Kulesi’ndeki pencerelerin iç kemer aynalıklarında mozaik süslemeleri kullanılmıştır. Lahit bölümünün basık tonozlu örtüsündeki halı biçiminde tasarlanan, Şeref Holü’nün tavanındaki kilim motiflerini hatırlatan geometrik desenli, Lahit Odasındaki, Kulelerin kapı ve pencere kemerlerindeki, Şeref Holü’nün giriş kısmına açılan sütunlu geçişin iki yanında tavandan yere kadar uzanan ve girişi çerçeveleyen, üzerinde kilim desenlerinin yer aldığı ince şerit halindeki mozaiklerin, kısacası Anıtkabir’de uygulanan bezeme tasarımlarının hepsi Nezih Eldem’in çalışmasıdır.
Sade ve geometrik figürlerle yalın bir şekilde gösterişten kaçınılan bezeme çalışmalarında, mozaik renkleri ağırlıklı olarak altın rengi, kırmızı ve yeşil olarak belirlenmiştir. Uygulaması, Temmuz 1952’den Kasım 1953’e kadar süren, 16 aylık mozaik çalışmalarında, toplam 1644m2 alan mozaik kaplanmıştır (T.C. Genel Kurmay Başkanlığı,1994, 59). Tören alanının etrafında konumlanmış olan kulelerde, kapı ve pencere kemerlerinin dar alınlıklarındaki mozaik desenleri, Nezih Eldem tarafından tasarlanmıştır ve bu 12 desenlerin hepsi birbirinden farklıdır. Dışarıdan bakıldığında mozaiğin bile çok kolay fark edilemediği bu uygulamalardaki detaycılık, Nezih Eldem’in projeye ve ayrıntılara karşı sergilediği hassas tavrı göstermektedir. Mozaik işlerinin yanı sıra bronzdan yapılacak olan kapı ve pencere parmaklıkları için tasarımlar yapmış olan Nezih Eldem, uygulanan tasarımını şu şekilde anlatmıştır: “4 adet ay şeklindeki parça, yonca yaprağı gibi karşılıklı bir araya gelerek, birbirlerine kelepçe ve kamalarla kenetlenip yonca yaprağı oluşturuluyordu.
Yonca yaprağı da yanındaki yaprağa kenetleniyordu. Öyle ki nasıl bağlandığı hiçbir yerden belli olmuyordu” (Eldem, 1997, 148). Amerika’da bayrak direği fabrikası sahibi bir Türk tarafından, Anıtkabir için yapılan bayrak direğinin üstüne yerleştirilecek olan alemin tasarımını da Nezih Eldem yapmıştır. Nezih Eldem, Topkapı Sarayı’ndaki tuğlar üzerinde araştırmalar yaparak hazırladığı projesinde, 60cm. kadar olan alemin oturacağı başlığı, rüzgara göre dönecek ve ayın ağzını, yukarıya doğru bakacak şekilde, tasarladığını ifade etmiştir.
Zamanında uygulanan bu tasarım, daha sonra bozulmuş ve yukarıya doğru bakan ay yan çevrilerek sabitlenmiştir. Bunların yanı sıra, Nezih Eldem, İtalya’da kendisini geliştirdiği başka bir alan olan mobilya tasarımı çalışmalarının ürünü olarak, Anıtkabir için bir kürsü tasarlamıştır. Uygulanmayan bu kürsü, Nezih Eldem’in kendi tarifine göre şöyledir: “Pelesenk ağacından dört ayak, işlemeli masif bir çerçeve, içinde dışı sedef kakmalı bir kutu vardı. Kutunun kapağı açılıyor ve arkaya dayanıp kalıyordu. İçi ceylan derisi kaplıydı. Defter kutunun içinde duruyor ve ön kanat açılarak defter yazılıyordu. Böylece kürsü ve defter sabit hale geliyordu” (Eldem, 1997, 148).
Anıtkabir projesi tamamlandıktan sonra, zaman içinde yapılmış olan çeşitli tamirat, tadilat ve yeni yapı işlerinde Nezih Eldem, Emin Onat hayattayken onun isteğiyle, daha sonraları Orhan Arda’nın temsilcisi olarak çalışmıştır. Nezih Eldem, Anıtkabir ile ilgili yapılacak çalışmalarla ilgili danışma kurulu olan “Uzmanlar Komisyonu”nun bir üyesi olarak görev almıştır .
“Tasarımının değiştirilmesini Nezih Eldem şöyle anlatmıştır: “Direğin tepesinde bir “alem” olarak yukarı dönük duran sabit ay ve içindeki yıldız kesilip kopartılmış ve yana dönük olarak sabitlenmiş. Şimdi bayrağın ay yıldızı bir tarafa direğinki başka bir tarafa bakıyor. Ne kadar kılı kırk yaran bir çalışmanın ürünü olsa da Devlet Başkanı’ndan iyi bilecek değildim. Ama bir gün düzeleceğine inanmak zorundayım, Atatürk’e inandığım için” (Eldem, 1997, 134).”
“Anıtkabir ile ilgili çalışmalarda, 25 Mart 1982 tarihine kadar, doğrudan Anıtkabir müelliflerinden biri olan Prof. Orhan Arda’nın görüş ve önerileri alınmış, bu tarihten sonra Prof. Orhan Arda’nın İstanbul Teknik Üniversitesi’ne yapmış olduğu öneri doğrultusunda kurulan “Uzmanlar Komisyonu”na danışılmıştır. Kuruluş amacı, Anıtkabir’e ait mimari karar ve değerlendirme gerektiren bütün konularda, hizmet ve görüş sunmak olan bu komisyon, Anıtkabir müellifi olarak Prof. Orhan Arda, Anıtkabir proje ve uygulama aşamalarında müellifle birlikte çalışmış olması nedeni ile Prof. Nezih Eldem, Mimarlık”
Anıtkabir’de daha sonraki yıllarda gerçekleştirilen projelerden biri de, İsmet İnönü’nün mezar projesidir. 1973 yılında vefat eden İsmet İnönü’nün naaşı aynı yıl, Zafer ve Barış Kuleleri arasında yer alan kolonadın ortasına yerleştirilen, simgesel lahdin altındaki bölümde hazırlanan mezar odasına defnedilmiştir. 1986 tarihinde Uzmanlar Komisyonu, mezar odasının yerinde bırakılarak, yalnızca yeniden düzenlenmesi, üst lahit taşının avluya kaydırılarak, batı kolonadına sürekliliğin kazandırılmasını öngören bir proje yapılmasına karar vermiştir.
Bu amaçla Nezih Eldem’in danışmanlığı ile Ömer Arda tarafından hazırlanan proje, 1993 yılında onaylanmış ve İsmet İnönü’nün mezarının düzenlenmesi inşaatı 1996 yılında tamamlanmıştır (Çuha, 2004, 33).
Böylece İsmet İnönü lahdi, sade bir platform üzerinde büyük avluda yerini almış ve mezar odası, Anıtkabir’in batı yönündeki dış duvarından bağımsız bir kapı ile ulaşılabilir hale gelmiştir. Bunun dışında Nezih Eldem’in Anıtkabir için hazırladığı “Altın Kitap ve Bekleme Salonu” projesi mevcuttur.